9 Haziran 2012 Cumartesi

Sevgiyi ne kadar biliyorsunuz

Sevgi sadece, bütünlük duygusu hissetmek için fiziksel duyguların duyumsanması, bir başkasına sahip olma yoğun arzusu değildir. Gerçek sevgi o anda "büyük ödül" olduğu görünen şeyi ele geçirme veya elde etme heyecanı değildir, aslında bu çoğu zaman büyük bir yük olmak ile sonuçlanır. Dışsal bir odak, sizin dışınızda olan sevgi her zaman incinebilirlik duygusu getirir, çünkü ego - arzu bedeni sürekli olarak başkalarından veya bir şeylerden onaylanma arar. Sevgi ne Kendini feda etme ne de mağdur olmaktır, kendini feda etme ve mağdur olmada kendinizin çoğunu verirsiniz, artık kendi kimliğinize sahip olmazsınız. Sevgi etrafınızdakilere size saygısızlık yapma ve suistimal etme fırsatı vermek değildir, onlar sizin kendi değersizlik yansıtmalarınızı kuvvetlendirirler. Sınırlar koymaya ve kendiniz ve başkaları için sevgi, kabullenme ve değerli olma berrak mesajları göndermeye istekli değilseniz, başka birinin size saygı ve sevgiyle davranmasını nasıl bekleyebilirsiniz?
Sevdiklerinizi kaybetme ile ilgili korkunuzla yüzleşmeli ve geçmişin hayal kırıklıklarını ve ihanetlerini salıvermelisiniz, bunlar çoğu zaman yakınlık korkusu veya başkasına söz verme korkusu olarak tezahür eder. Kendinize inanmayı ve güvenmeyi öğrendikçe, başkalarına güven geliştirirsiniz ve diğerleri size inanır ve güvenir, çünkü güven güvene yol açar.

Fedakarlık yapmanın, işkencenin ve ıstırabın sınırlayıcı, felç edici düşünce formları ve fiziksel bedeninizin güzelliğinin ve mükemmelliğinin yadsınması sona ermelidir. Gerçeğiniz olarak kabullendiğiniz veya bir çok geçmiş yaşamda başkalarının size yüklemesine izin verdiğiniz yıkıcı düşünce kalıplarının hepsini yeniden değerlendirme, salıverme veya dönüştürme zamanıdır. Bir an duraklayın ve şu sorulara doğru şekilde yanıt verin: kim olduğunuzu fiziksel bir Varlık olarak mı tanımlıyorsunuz ve sürekli kendini yargılamayla, öncelikle kusurlarınıza mı odaklanıyorsunuz? En sonunda başarısızlığı garanti eden ve çarpıtılmış bakış açınızın onaylanmasını temin eden sürekli devam eden içsel bir savaş yaşarken, alışkanlıkla kendinizi başkalarıyla karşılaştırıyor musunuz? İnsanların büyük çoğunluğu kendisiyle sevgi/nefret ilişkisine sahiptir, bu onları sürekli hayal kırıklığı içinde ve kendilerinin oluşturduğu sefalete gömülü tutar.
Başkalarıyla tatmin edici, sevgi dolu bir ilişki oluşturabilmenizden önce, kendinizi sevmeyi ve saygı duymayı yeniden öğrenmelisiniz. Kendinizle ilgili neyin yanlış olduğu yerine neyin doğru olduğuna odaklanmaya başlamalısınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder