22 Şubat 2011 Salı

Gurbete Kaçacağım -Yeni Türkü

 
Gurbete kaçacağım
O lacivert ülkeye

O üzünç denizine
Uzayan iskeleye

Ansızın zamansızın
Neler kalır geriye

Gurbete kaçacağım
O kimsesiz ülkeye

O geri donülmeze
Bağlanan ilk koprüye

Umarsız durmaksızın
Acılar tüketmeye

Gurbete çıkacağım
O duvaksız tepeye

O yolunda gözyaşı
Çeşmesi kuru köye

Kopup yalnizlığımdan
Kopup sonsuzluğumdan

Gurbete kaçacağım
Gurbete tükenmeye
 

16 Şubat 2011 Çarşamba

Bir Sokak Değdi

Bir sokak değdi geçti hayatıma.Sokakta bir kedi,anlamış gibi nereye gitmem gerektiğini bilmediğimi, baktı ve yol gösterdi.Mekan;denize bakış mesafesinde.Hani iki adımda sonuna varılacakmış gibi  kısa ,ama sahip olduklarıyla saatler geçirilecek kadar oyalayıcı gözlerini ve gülümsetir seni..Ben gülümsüyorum;iki renk gördüm sokakta beyaz ve mavi...Dar ..iki yanda evler ve hepsi kerpiçten beyaz badanalı..Ve duvarları eğrilmiş evler hiç de yüksek değiller..Adımlarımın arasına baktım..Taş yollar,ve taşlar arasında minicik kumlar..renkli ve gözümü alacak kadar parlaklar...Ve onu buldum..Bir yol çiçeği!Öyle küçük, öyle narin ve sabahın serinliğinde öyle ıslak ki..İnsanın içinden onu ordan alıp kenara koyası geliyor,olur da bir kedi patisi altında ezilir diye..Ama yapamazsın..Kedinin hakkı için yapamazsın..
  
Bir küçük kız çocuğu gözlerinde merak .Kocaman açmış gözlerini ve bir o kadar da emin sahiplendiklerinden.Elinde sarı saçlı bir bebek,Yüzü kirli mi ne..Belli; annesi ekmeğin üstüne yağını sürüp yedirmiş az bir parça reçel kalmış ağzının kenarında..Gülümsememi gördü.Utandı ve gri kapıdan içeriye kaçtı..Gri kapıyı geçince yeşil kapı göründü ve sonra da beyaz ev ,biraz daha yenice.Gökyüzünü görmek istedim o anda.Başımı kaldırdığım anda gözgöze geldik bir yasemin demetiyle.Demet dediysem ağaç büyüklüğünde ,ve yasemin kokulu bir an başını döndüren.İşte dedim, her sabah kokusunu  istediğim an bu.

Ve mavi küsmesin diye bana gökyüzüne de gülümsedim.Açgözlü bu mavi, bir de bana dalga gönderip seslendi.Denize yürümek ,bir resimde yürümek gibi.Son evler sağımda ve solumda..ve sağdakinin hemen yan tarafında kır kahvesi.Tahta sandalye davet etti beni bir çay içimlik dinlenmeye.Böyle davet reddedilir mi.!Sanki yasemin atıyorlar burda çayın içine ,içim dışım ne güzel koktu.İnsan başka yerde yaşamak istememeli diye düşündüm.Hiç ayrılmamalı kedisinden ,sokağından,içinden.....

Ve ben orda kaldım ,buralara gelemedim o günden beri...