19 Nisan 2011 Salı

Arınmadaki Destek Sevgi



Aldığımız bilgilerin, varlığımızda bilgeliğe dönüşebilmesi ancak arınmak ile mümkün.. Davranışları ile bilgeliğini sergileyen, bilge gibi davranan kişiler, arınmış demektir..

Bir insanın arınmışlık düzeyi en güzel sahip olduğu hoşgörüyle, anlayış ile ölçülebilir. Arınmış insan başkalarını yargılamaktan uzak, olayları ve insanları çok g...eniş bir bakış açısı ile görebilen, hoşgören, olaylar karşısında sukunetini yitirmeyen, her şeyi doğallıkla kabul eden bir yapıdadır. İyi ya da kötü diye ayrımları yapmaktan kaçınır, sevgisi bütüne, herkese ve her şeyedir. Hoşgörüsündeki yükseklik, onun bu sevgiyi bu şekilde eksiksizce ve adilce aktarabilmesini sağlar. Korku ve endişelerden hemen hemen tamamen uzaklaşmıştır. Güzellikleri yaratabileceğini bilir, ve olumsuzlukların da mutlaka bir hayırla geldiği bilincine sahiptir. Bu nedenle başkaları tarafından olumsuz görünen olaylar bile onun için olumsuz değildir. Bu tip olaylar karşısında üzüntülere, öfkelere, hırçınlıklara kapılmak yerine, olaydan görüp anlaması gerekenin ne olduğuna odaklanır, ve ne yaparak bu olayı aşabileceğine, olumluya dönüştürebileceğine bakar.. DÜŞÜNÜR. (Düşünmek arınmaya başlamanın birinci adımdır). Adildir, herkes tarafından güven duyulan bir kişiliktir. Kırmayan ve kırılmayandır..

Arınmada bize daima destek olacak ve bizim her zaman içimizde olmasını sağlamamız gereken, bize yol gösteren olarak kabul edeceğimiz tek olgu SEVGİDİR. Attığımız her adımda sevginin var olmasını sağlamak, her anımızda arınmışlık hali ile hareket etmemiz demektir. Burada anlatılmak istenilen sevgi sahiplenme duygusu taşımayan, koşulsuz bir sevgidir.

“Sevmek özgür bırakmaktır. Sahiplenmek demek değil.”

“Yaradılanı severim yaradandan ötürü.”

Bu iki söz, sevginin ayrım yapmayan ve koşul koymayan olduğunu anlatır. Beklentisizdir sevgi. Sadece verilir, karşılık istenilmeden. Gerçek sevgi budur. Aslında siz zaten sevgisiniz, bu nedenle sevgi verilmek için düşünülmez, daima her anınızda sizden yansır, ayrım gözetmeksizin her yere yayılır. Aynı bir güneşin, ayrım gözetmeksizin ışığını herkese ve her yere ulaştırması gibi...

Arınabilmenin bir diğer yönü ise ŞARTLANMIŞLIKLARIMIZDAN KURTULMAK, tüm sahiplendiklerimizi bırakmak, onlara karşı sahiplenme içermeyen saf ve karşılıksız bir sevgi besleyebilmek demektir. Bu aynı zamanda kendimizin de özgürleşmesidir, bağımlılıklarımızdan kopmak demektir..

Kendimiz arındıkça, özümüze, gerçek varlığımıza ulaşır ondan gelen rehberliği daima duyar ve onunla bir bütün oluruz. Öz sesin rehberliğinin tam olarak duyulabilmesi ÖZGÜRLÜKtür.Özgürlük ÖZ sesin GÜR çıkmasıdır.Gerçek özgürlük, bizi içsel olarak sürekli zihin aracılığı ile yönlendiren egonun, biz arındıkça bizi yönlendiremez hale gelmesi ve yerini öz varlığımızın sesine bırakmasıdır.
Bu ise bizi gerçek İNSAN olabilmeye götürür. Arınabilmek için kendimizi tanımamız gerekir. Arındıkça kendimizi daha çok tanır ve biliriz..(bu ikili birlikte yürürler..)

Arınmak için ilk adımı atabilmek, arınmanız gereken yönlerinizin olduğunu kabul etmekle olur. Bu konuda arınmamız gereken yanlarımızı bilmek ve kabul etmek, kendimizi yargılamamız, kendimizi sürekli eleştirmemiz anlamına gelmemeli. Bu yaptığımız en önemli hatadır.

Toplumsal ve kültürel olarak sürekli olarak kendimizde hata bulmak ve eleştirmek, hatta daha ileri noktalara kadar götürerek kendi kendimizi cezalandırmak, hatta kendimize kahretmek gibi tutumlar sergilemeye yönlendirilmişizdir. Oysa, başkaları karşısında kendisini sürekli üstün gören bir kişilik egonun hakimiyetinde sayıldığı gibi, sürekli kendisini yeren kişilik de çok yüksek bir egonun ürünüdür. Kendi insani değerini bilemeyen bir bilinç, başkalarının insani değerlerini de göremez, bilemez ve kabul de edemez. Bu toplumsal şartlandırma aslında, toplum egosunun oynadığı büyük bir oyundur ve kişiyi bilinç aşamalarına taşımaktan daha çok, yetersizlik ve değersizlik duygusu ile köreltmeye, sıkıştırmaya ve durdurmaya yöneliktir.
Bu yaklaşımın alçak gönüllülük, veya başkalarına saygı duyma ile bir ilgisi yoktur. Bu aslında içten içe beslenen negatif bir kibir olarak tanımlanabilir. Kendinde hata bulan ve sürekli olarak buna odaklanıp, bunu işleyen kişi, aslında kendi öz değerlerinin farkında olamamış, kendi değerini bilemediği için o değerin dışarıdan kendisine gösterilmesini bekleyen, ve bu beklentilerinin karşılığını alamadığı için, kendini yargılayan, bu şekilde tatmin olan egonun esiridir.

Arınmamız gereken yönlerimiz olduğunu kabul etmemiz, bu yönlerimiz nedeni ile kendimizi yargılamamız demek değil. Kendimizi tüm yönlerimiz ile kucaklayabilmek, arınmamız gereken yönlerimizi ile ilgili olarak farkındalık talep etmek, ve dönüşümü benimsemek, kabul etmek demek. Dönüşüm yargılarla başarılamaz, kendimizi sevgi ile kabul etmekle başarılır. Talep edilen farkındalık ile, kendini tanımak konusunda önerilenler uygulanabilir, ve dönüştürülmesi gereken yönler bu şekilde fark edilebilir. Dönüştürme noktasında, zaten farkındalık yükseldikçe size destek de gelir.
See more

2 yorum:

  1. Bir de kaynak gösterseniz... fusunyuruten.blogcu.com Kendini tanımak ve arınmak... Füsun Yürütene ait bir yazıdır...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız.Sizden özür diliyorum. Düşüncesizlik yapmışım. Sayenizde blogun varlığını hatırladım.Unutup gitmişim.
      Çok tesekkur ederim. Hem uyarınız hem de hatırlattıgınız için.
      Sevgiler

      Sil