29 Aralık 2011 Perşembe

Önce Kendini Düşün

Bu aslında uygulanması çok zor olan bir maddedir.

Birçok insanın içinden “Çocuklarım”, “Eşim”, “Sevdiklerim” diye bağırdığını buradan bile duyabiliyorum.

Birileri için iyi bir şeyler yapmak, onlara sahip çıkmak, sevmek bizi iyi bir insan hale getirir.
...
Sevgi dolu, düşünceli ve sevilen insanlar oluruz ama bunun kesin bir sınırı olmalıdır.

Bu sınırın ne olduğu herkese göre farklı olsa da, genel olarak zarar gördüğün noktada duvarları koyabilmek diyebiliriz.

“Sen mutlu olmazsan başkasını nasıl mutlu edebilirsin ki?” çok önemli bir sorudur.

Geçici çözümler, olayları ört bas etmek, mutluymuş gibi davranmak sorunu çığ gibi büyütür ve bir patlamaya dönüştürür.

Sorunlar üst üste bindikçe sorunun özünden çok sonuçları önem kazanır ve kayıplar büyük olur.

2 Aralık 2011 Cuma

İlk Aşk

İLK AŞK

Başkalarına sevginizi vermek, kendinizi ne kadar sevdiğinizle doğru orantılıdır. Sevgi, onların sizi tatmin edip etmediğine aldırmadan başkalarının kendi istedikleri gibi olmalarına izin verme yeteneği ve isteğidir. Bunu ancak kendinizi severek gerçekleştirebilirsiniz.
Kendinize güveniyorsanız, ne başkalarının sizin gibi olmasını ister ne de buna ihtiyaç duyarsınız. Kendinizi değersiz olarak nitelendirirseniz sevginizi başkasına vermek imkansız hale gelir. Kendisini sevilmeye değer bir insan olduğu düşüncesini taşıyan insan, “seni seviyorum demekte zorlanmaz. Bir karşılık alıp almaması önemli değildir çünkü bunu kendi değeri ile ilişkilendirmez. Kendinizden nefret etmeniz sadece paralize olup manevi zarar görmenize yol açar.

Kendi hakkınızdaki duygular fiziksel, entelektüel, sosyal ve duygusal olarak dörde ayrılır. Bunların tümünde siz, yani kabullendiğiniz ya da reddettiğiniz kişi bulunur. Belirli bir andaki tavrınızı beğenmeyebilirsiniz ama bunun değerinizle bir ilgisi yoktur.

Size dair her şey fiziksel sizle başlar. Vücudunuzu seviyor musunuz; vücudunu sevmemek, kendini bir insan olarak kabul etmediğiniz anlamına gelir. Hoşlanmadığınız fiziksel özellikleriniz varsa, ilk hedefiniz onları değiştirmek olsun. Saç modelini değiştirmek, kilo vermek vb… Değiştiremeyeceğiniz yönlerinize ise değişik bir gözle bakmayı deneyin.
Fiziksel sizi sevmeye karar verin. Böylece toplumun güzellik tanımının üzerine çıkar, başkalarının görüş ve karşılaştırmalarını reddetmiş olursunuz. Herhangi bir kozmetik ürününü kullanmaya karar verdiğinizde bunu kötü bir yanınızı gizlemek için değil bir değişiklik yapmak ya da kişisel doyumunuz için yapın.

Kendinizi ne kadar mutlu hissederseniz o kadar zeki olursunuz. Kendi kişisel standartlarınızı kendinize uygulayarak zeki olmayı seçin. Yetenek, öğrenilebilir bir görevde mükemmele ulaşabilmek için kişinin gereksinim duyduğu zaman dilimidir, doğuştan gelmez sadece bir zaman sorunudur. Bu inanca dayanak da standart yetenek testlerinin sonucudur. Bir sınıfın en iyilerinin ettiği skor, bir üst sınıfın tüm öğrencileri tarafından elde edilmektedir.

Tercih ettiğiniz kadar sosyalsiniz. Sosyal tavırlarınızdan hoşlanmıyorsanız tavrınızı değiştirmeye uğraştırın ve bu durumu kendi değerlerinizle karıştırmayın. Tüm yetenekler, kendi tercihlerinizin sonucudur.

Kendinizi sevmenin çeşitli görünümleri vardır ama siz muhtemelen kendinizi aşağılayıcı tavırlardan bazılarına sahipsiniz.

• Size yapılan iltifatları reddetmek,
• Güzel görünümünüze mazeret bulmak,
• Başkalarının ağzıyla konuşmak; “kocam diyor ki” vb…
• Fikirlerinizi başkalarına onaylatmak; “öyle değil mi?” vb…
• Layık olmadığınızı düşünerek sahip olmayı istediğiniz şeylere ilgi göstermemek,
• Boşa para harcadığınızı düşünerek hoşunuza giden şeylerden kaçınmak.

Bu davranışları her gösterdiğinizde, başkalarını suçlayıcı davranışlarda bulunarak yaşamınızda bir sevgi yaratma şansınızı azaltırsınız, bu sevgi ister kendinize ister başkalarına duyulsun.

Öz sevgi, kendinizi değerli bir insan olarak kabul etmek, kabullenmek ve şikayet etmemektir. Kabullenmek ise elinizden hiçbir şey gelmeyen konularda şikâyetçi olmamaktır.

Şikayet etmenin en az sevildiği iki durum vardır.

• Birisine yorgun olduğunuzu söylemeniz,
• Birisine kendinizi iyi hissetmediğinizi söylemeniz.

Bunlar, şikayet ettiğiniz kişileri kötüye kullanmaktır çünkü bu şikayetler ne yorgunluğunuzu gidermeyi ne de kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. Kendinizden şikayet etmek yararsızdır, etkili yaşamınızı engeller ve sevgi alıp verme çabalarınızda paralize olmanıza neden olur. Kendinizi gerçekten seviyorsanız, ellerinden hiçbir şey gelmeyecek insanlara dert yanmak savunulamayacak bir saçmalık olur.

Öz sevgi kesinlikle megolomani veya böbürlenme değildir. Öz sevgi kendini sevmek, başkalarının sevgisine gerek duymamaktır. Kendinizi olduğunuz gibi kabullenmeniz yeterlidir.

Etkili bir insan olmayı öğrenmenin temeli, kendinizi aşağılayan tavırlar göstermenizin nedenini anlamaktır. Size ne kadar önemsiz görünse de, kendinizi suçlayıcı tavırlar seçmenizin nedenini bulmalısınız. Kendinizi sevmeyi tercih etmez ve başkalarına kıyasla kendinizi önemsiz görürseniz, şunları yaparsınız:

• Yaşamınızda neden sevgi olmadığına dair hazır bir mazeretiniz olur, sevilmeye değmediğinizi düşünürsünüz. Reddedilme ya da beğenilme riskine karşı diğer insanlarla sevgi ilişkileri kurmaktan kaçınabilirsiniz.
• Olduğunuz gibi kalmanın daha kolay olduğunu keşfedersiniz. Böylece gelişmeye yönelik çabalar saçma olacaktır.
• Kendi dertleriniz için suçlayacak uygun günah keçileri sahip olursunuz.
• Kendinize acımak kaçış yolunuz olur.
• İyi bir çocuk olma noktasına kadar gerileyebilir, çocukluğunuzun unutulmuş tepkilerini tekrarlayabilirsiniz. Böylece sizden üstün gördüğünüz “büyük” insanları memnun edersiniz. Geri çekilmek risk almaktan daha güvenlidir.
• Başkalarını kendinizden daha önemli yaparak, onlara dayanma tavrını tekrar geliştirebilirsiniz.

Tüm bunlar kişinin kendisini küçük görücü sonuçlar doğuran savunma mekanizmalarıdır. Kendinizi salıvermek, ayağa kalkmaya çalışmaktan daha kolay ve risksizdir ama unutmayın ki, yaşamın tek göstergesi gelişimdir.

Öz sevgiye yönelik çabalar akılla başlar. Düşüncelerinizi kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz. Bunun için kendinizi kınayıcı tavırlar gösterdiğiniz zamanlarda uyanık olmayı bilmelisiniz. Kendinizi, “o kadar zeki değilim, bunun nedeni şanslı olmam” derken yakalarsanız, “kendimi kötüleyen bir davranışta bulundum ama bunun farkındayım ve bir dahaki sefere yaşamım boyunca söylediğim bu sözleri söylemekten kaçınacağım” demelisiniz. Yapmamanız gereken bu hatayı “şanslı olduğumu söyledim ama bunun şansla bir ilgisi yok çünkü başarı benim hakkım ve onu hak ediyorum” gibi bir ifadeyle düzeltmektir.

Kendi değerinize dayanan bir öz güven düşüncesi geliştirmek sürecinde yapmamanız gerekenlere örnekler:
• Size sevgi ve kabullenmeyle yaklaşma çabaları gösteren insanlara yeni tepkiler vermeyi seçin. Bu tip tavırlardan hemen kuşkulanmak yerine “teşekkür ederim” vb… sözler söyleyin.
• Gerçekten sevgi duyduğunuz birisine hiç çekinmeden “seni seviyorum” deyin ve ne tepki alırsanız alın, bu riski almaktan korkmadığınız için kendinizi kutlayın.
• Kıskançlığın her türünün kendini aşağılama olduğunu fark edin ve onu yok edin. Kıskançlık, kendi değerinizi başkalarıyla kıyaslayarak belirlemedir. Unutmayın, başka kişilerin sizde kıskançlık duyguları uyandıran davranışları, kendi değerinizi ölçmek için ölçü değildir.
• Kendinize sadece kendi başınıza yapabileceğiniz faaliyetler için vakit ayırın. Çok pahalı da olsa bir hediye alın, sevdiğiniz ürünlere karşı dirençsiz olun.
• Vücudunuzu sevin. Cinsel yaşamınızda eşinizin zevkini kendi zevkinizden daha önemli görmeyin. Başkalarına zevk vermenin yolu kendiniz içinde zevki seçmenizden geçer çünkü buna layıksınız.
• Herhangi bir işteki performansınızı, kendinize verdiğiniz değerle ilişkilendirmeyin. Şunu unutmayın; başarı ya da başarısızlığın değerinizle hiçbir ilgisi yoktur. Kendinize verdiğiniz değeri dışınızdaki başarıya dayandırmak, onu başka bir insanın fikriyle ölçmek kadar saçmadır.
• Kendinizi kabul edin, şikayet etmekten kaçının.
• Kendinizi her zaman ve her koşulda sevin.
• Sevgiyi verin ve alın.

__Wayne W Dyer’ın aynı adlı kitabından