28 Ocak 2011 Cuma

Denize anlatırken....

   Serin deniz, yüzüme şöyle bir estin.Fırtınadan kaçmışsın  belli.Kokundan yosun tattım bu sabah ,bir parça da tuzun kurudu ellerimde.Belli ki konuşmak istiyorsun benimle.Birşeyler anlatmak..Bir de beni dinlemek.  Aşıp gelmişsin karşı kıyılardan.Gel dedin bana ,çağırdın,''gel sohbet edelim.''
    Seni özlediğimi nasıl anladın deniz.En sevdiğim rengini giyinmişsin gelmeden.Bilirsin sana hayır diyemem sen böyle kopkoyu maviler içindeyken.Dinleyecek ne çok şey var serin deniz.Bana böyle esmeni nasıl da beklemişim ,istemişim meğerse.Karşı kıyılardan ,en derinlerden hangi balıklar neler dediler..Söyle bana onlara ne yakamozlar götürdün,kaç tanesi geri geldi seninle...bu tarafları özleyen sadece sen miydin?Geri gelenler içinde sesler,nefesler,yaşlar ....kimbilir neler neler var.
   Bizim sohbetimiz bir içim su,bir nefes yasemin kokusu.Sokaklarında kendimi atmışken sahillerin, aralardan dalgalarını duydum ,çağırışını..Dar sokaklar ,beyaz evler ..ve onlara en çok yakışan renkler..Lacivertler.
   Sevgili serinim,ben sana en çok yakışan zamanda geleyim hep böyle.Güneşin doğuşuyla ,senin en dinlenmiş halin,hangi yıldızlara aşık olduğunu anlat bana gece boyunca,ne acımasız olduğunu söyle bana sabahların;seni ayından ayıran bulutların.
   Hayal etmek iyi ki var lacivertim ve umut etmek iyi  ki yaratılmış.Aynı anneden doğmuş kardeşler onlar,sana en yakışan beyaz gibi. Bana basamaklar sunan kar köpüklerinin daveti kaçınılmaz.Adımlarım sana doğru ve güçlü,emin.Üzerinde beni taşıyabileceğini biliyordum.Bir yol olup önümde beni yakamozlara götüreceğini de ..Serinliğinin üzerinde bir sandal bulundurup benim için,bir şiir fısıldayacağını,ve mutlu olacağımı.Anladım serinliğim,senin lacivertin benim evim.Evime hoşgeldim.